Genel

Dünyanın gözü Bodrum’da

İngiltere’nin küresel yayın organı The Times, geçtiğimiz yıl yayımladığı bir haberde, Bodrum‘u İspanya’nın ünlü tatil merkezi Ibiza’nın alternatifi olarak gösterdi.

Söz konusu haberde, koylarının güzelliği, eğlence mekânlarının altı çizilirken dünyanın 7 harikasından birinin de Bodrum’da olduğu yazıldı.

Yine geçtiğimiz yıl, yine küresel yayın organlarından biri olan National Geographic’te, Bodrum’un, 2025’te dünyanın en iyi 25 tatil merkezinden biri olacağı belirtildi.

GÖREVİMİZ ZEKİ MÜREN

Henüz öğrenciyken bir dergide çalışıyordum.

Gazeteciliğe yeni başlayanlar, ilk iş olarak Zeki Müren’in fotoğrafını çekmesi için Bodrum’a gönderilirdi. Zeki Müren’in evinden çıkmadığı dönemlerdi.

Fakülte, tatile girince, haber şefimiz beni Bodrum’a gönderip; “Git, 3 gün bekle. Şans, belki sana güler” dedi. Zeki Müren’in evinin yakınlarındaki bir pansiyondan oda kiraladım.

Sabah çıkarken yaptırdığım sandviçi çantama atar 5 dakika içinde bekleme noktasına varırdım. Bekleme noktası da; evinin karşısındaki bir elektrik direğiydi. 3 gün boyunca güneşin altında bekledim. Güneş değil de ihtiyaç molası sırasında evden çıkma ihtimalinin verdiği endişe dertti.

Hani, Yılmaz Erdoğan, ‘Yaşayabilme İhtimali’ adlı şiirinde; “Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum” demişti ya…

Ben, Zeki Müren’in fotoğrafını çekebilme ihtimalini çok severken, ihtiyaç molam sırasında evden çıkma ihtimali bir karabasan gibi üzerime çökmüştü.

Hani, Yılmaz Erdoğan’ın ‘Vizontele’sinde ‘Fikri’nin “Zeki Müren de bizi görecek mi?” repliği vardı ya…

Ben, “Zeki Müren beni görmese de olur, yeter ki ben kendisini bir göreyim” derdindeydim.

3 gün boyunca ne dışarı çıktı ne de pencerede göründü.

Üçüncü gün, birinci derece yanıktan ikinci derece yanığa geçmeme ramak kalmıştı ki; “Gideyim rica edeyim. Ne olur ki? O kadar bekledim. Sabah, İstanbul’a dönmem gerek. Elim boş dönmeyeyim? düşüncesiyle bahçe kapısının zilini çaldım.

Yardımcısı gelerek; “Biliyorum gazetecisin. Zeki bey, kesinlikle ziyaretçi kabul etmiyor. Adın ne, nerede çalışıyorsun?” diyerek eve döndü. Yarım saat kadar sonra tekrar bahçe kapısına gelerek, bana; eliyle “Gel” işareti yaptı. Zeki Müren’in beni kabul edeceğini düşünerek büyük bir heyecanla kapıda bitiverdim.

Yardımcısı dedi ki; “Zeki bey, akşam yemeği için dışarıya çıkacak. Fotoğraf çekmeyeceğine söz verirsen masasında oturabileceğini söyledi.”

Zeki Müren’in masasında oturmak…

“Tamam” dedim demesine ama fotoğraf çekmesem olmazdı, çekmeye yeltensem sözüme ihanet edecektim.

Akşam oldu, elektrik direğindeki lambanın aydınlandığı sıralarda otomobili, kapıya yanaştı, arka koltuğa oturdu. Yardımcısı, otomobile binmeden önce bana gidecekleri restoranın hangisi olduğunu söyleyip; “Bir saat sonra gel” dedi. Gittim…

Masaya oturmadan önce elini öptüm. Kim olduğumu, nerede çalıştığımı sorduktan sonra espriyi patlattı; “Sen de Zeki Müren yanığı olmuşsun.”

Sonra devam etti; “Yazık vallahi. Müdürleriniz, fotoğraf çektirmediğimi bildiği halde sizi o direğin dibine dikiyor.” Şöyle cevap verdim; “Zeki bey, kariyerimde bir Zeki Müren fotoğrafı çekmek nasip olmasın mı? İleride torunlarıma ne anlatacağım?” Yardımcısına dönüp; “Bu çocuk, pek uyanık. İnsanı, nereden vuracağını biliyor” dedi. Sonra da bana döndü; “Sadece tek bir kare çekeceğine söz ver.”

“Tamam” diyerek karşısına geçip tek bir kare fotoğrafını çektim. Ertesi günü müdürümü arayıp; “Senin çocuk çok dirayetli çıktı. Günlerce güneşin altında bekledi. Baktım, çocuk küle dönüşecek, fotoğraf çektirdim” demiş.

Mekânı cennet olsun.

Zeki Müren Sanat Müzesi’ndeki merhum sanatçının çalışma masası…

Bodrum, ne zaman bir cümle içinde geçse Zeki Müren’in; “Baktım, çocuk küle dönüşecek” cümlesi aklıma geliyor.

REKLAM

Ne zaman Bodrum’a gitsem vefatından sonra müzeye dönüştürülen evine gidip o 3 günü yâd ediyorum. Yıllar önce kaldırılıp, yenisi konulsa da o elektrik direğinin olduğu noktada 5 – 10 dakika dikeliyorum.

Bodrum, 1990’lı yıllarda; koyları ve barlar sokağı kadar, başta Zeki Müren olmak üzere Tarık Akan ve Ferdi Özbeğen ile de anılırdı.

REKLAM

650 km²’lik alana sahip Bodrum, son yıllarda ise başta lahmacun fiyatları olmak üzere pahalılıkla anılıyor.

Milas – Bodrum Havaalanı’ndaki özel jetler…

Peki Bodrum gerçekten de o kadar pahalı bir tatil beldesi mi?

Bodrum, cruise gemilerinin ziyaret noktalarından biri…

Bu konuya geçmeden önce marinalarda; cruise gemilerinin, lüks yatlarının demirlediği, havaalanına inip – kalkan özel jetlerin haddi – hesabının olmadığı Bodrum’un tarihine göz atalım.

Bodrum ile özdeşleşen, ‘Halikarnas Balıkçısı’ şair Cevat Şakir Kabaağaçlı, Bodrum’un insanlar üzerinde bıraktığı etkiyi, yıllar önce şöyle dile getirdi.

HALİKARNAS BALIKÇISI’NIN BODRUM’U

Yokuş başına geldiğinde Bodrum’u göreceksin

Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin

Senden öncekiler de böyleydiler

Akıllarını hep Bodrum‘da bırakıp gittiler.

Cevat Şakir Kabaağaçlı (1890- 1973)REKLAM

2024 nüfusu 203.035 olan Bodrum’da yaz aylarında 2 milyondan fazla kişi yaşıyor. Bodrum’un yazlık nüfusu; yaz aylarında; 71 şehrin nüfusundan daha fazla oluyor.

2024’TE KÜTÜKLERİNİ BODRUMA ALDIRAN İSTANBULLULAR

Ocak 2025’te yapılan açıklamaya göre; 2024’te 16.565 kişi, kütüğünü İstanbul’dan Bodrum’a aldırdı.

Bodrum’un 1948’de çekilmiş bir fotoğrafı…

BODRUM ADININ KAYNAĞI NEDİR?

Bodrumlu ünlü tarihçi Heredot’a göre; Bodrum, M.Ö 1000 yıllarında Antik Yunanistan asıllı, Hint – Avrupa kökenli göçebe bir kabile olan Dorlar tarafından, bugün kalenin olduğu alanda kuruldu. Ki o dönemlerde o alan, bir adaymış.

HER MEDENİYETTE GÖZDEYDİ

Bodrum’a; Antik Çağ’dan Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar; Leleg, Karia, Pers, Dor, Helen, Roma, Bizans ve Osmanlılar hâkim oldu.

Bodrum’un 1960’lı yıllarda çekilmiş bir fotoğrafı…

M.Ö 650’li yıllarda; ‘Halikarnassos’ olan adı, 12 havariden biri olan Aziz Petrus’a adanmasıyla ‘Petrium’a çevrildi. Petrium, zaman içinde; önce ‘Petrum’a, daha sonra da ‘Potrum’a evrildi. Bodrum’da yaşayan Türklerin adını ‘Bodrum’ olarak telaffuz etmesinden dolayı Cumhuriyetin ilanından sonra resmi adı; Bodrum’a dönüştü.

Bodrum’un nüfusu, Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaklaşık 5 bindi.REKLAM KALENİN YAPIMINDA ÇALIŞANLARIN GÜNAHLARI ‘AFFEDİLDİ’

Bodrum Kalesi; Aziz Petrus adına, ‘Rodos Şövalyeleri’ olarak da bilinen St. John Şövalyeleri tarafından ileri bir karakol olarak inşa edildi. 1404’te başlanan inşaat, 1437’de tamamlandı. Kalenin yapımında çalışanlara; Papa VII. Innocentius tarafından günahlarının affedildiğine dair birer belge verildi.

Aziz Petrus… Asıl mesleği balıkçılıktı. Katolik Kilisesi’ne göre ilk papa olan Aziz Petrus, Roma İmparatoru Neron’un emriyle 67’de çarmıha baş aşağı gerilerek öldürüldü.

Bodrum Kalesi’nin onarımdan geçmeden önceki görünümü (1960’lı yıllar)

Bodrum, 11’inci yüzyılda Türklerin eline geçti. I. Haçlı Seferi sırasında kaybedilen Bodrum, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522’deki Rodos seferi sırasında yeniden fethedildi. Bodrum, Osmanlı İmparatorluğu’na katılan son Hristiyan toprağı olma özelliğine sahip.

DÜNYANIN 7 HARİKASINDAN BİRİ BODRUM’DAYDI

Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Pers Kralı Mousolos adına M.Ö 353’te yaptırılan Halikarnas Mozolesi’nin kalıntıları 1856’da keşfedildi.

REKLAM

Dünyanın en büyük ikinci su altı müzesi, Bodrum’da bulunuyor. Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi, Bodrum Kalesi’nin içinde yer alıyor. 1964’ten beri hizmet veren müze, M.Ö 16’ncı yüzyıldan M.S 16’ncı yüzyıla uzanan zengin bir su altı eser koleksiyonuna sahip. Bu eserlerin büyük bölümü, 1960 yılından itibaren ülkemiz kıyılarında gerçekleştirilen su altı kazılarında ortaya çıkarıldı. Müzede, su altı buluntularının yanı sıra Bodrum Yarımadası tarihine ışık tutan kara buluntuları da sergileniyor.

BODRUM EVLERİ NEDEN BEYAZDIR?

Bodrum’un evleri; birçok Yunanistan, İtalya, İspanya ve Fransa’nın güneyinde olan evler gibi beyaza boyalı. Nedeni de aşırı sıcaklık.

Bodrum’un yaz aylarında 40 dereceye ulaşan sıcaklıklarından dolayı evler, güneş ışığını yansıtan beyaz renge boyanıyordu.

Hemen hemen bütün evler beyaza boyandığı için bir ‘Bodrum Tarzı’ oluştu. Klima kullanımının artmasıyla birlikte özellikle son yıllarda yeni evler artık beyazın dışındaki renklere de boyanıyor.

83 HALK PLAJI BULUNUYOR

Bodrum’da 83 tane, girişi ücretsiz olan halk plajı bulunuyor. Halk plajlarından 17’sinde büfe var. O büfelerde çalışanların maaş ve diğer giderlerini karşılamak için şezlong ücreti olarak 100 lira alınıyor. Geri kalan 66 plajda ise şezlonglar ücretsiz olarak kullanılabiliyor.

BODRUM’UN ÜNLÜ KOYLARI

Akvaryum

Aspat

Bağla

Bardakçı

Bitez

Cennet

Göltürkbükü

Gümüşlük

Güvercinlik

Ilgın

İassos

Karaincir

Küdür

Ortakent

Peksimet

Sedef

Tilkicik

Torba

Turgut Reis

Yalıçiftlik Kargıcak

Yalıkavak

Evet, Bodrum’da lahmacunun 2.500 liraya satıldığı, deniz ürünleriyle bezeli bir tabak makarnanın 20 bin liraya sunulduğu, girişinin 225 Euro (10.206 TL) olan özel plajlar da bulunuyor. Örneğin dün bir vatandaş, sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımda pahalılıktan şöyle şikâyet etti; “Eşimle birlikte iki şezlonga oturmak istedik. Sadece 2 saat için bizden 3 bin TL istediler.”

Lahmacunun 75 liraya satıldığı restoranlar da var, ücretsiz halk plajları da…. Geceliği 65 bin lira olan oteller de var, geceliği 7 bin lira olan apart oteller de… Rol aldığı dizide bölüm başı 1 milyon lira kazanan ünlüler de Bodrum’da tatil yapıyor, bir memur da… Bu açıdan bakacak olursak Bodrum’un fiyat tarifesinin aslında diğer yerlerden bir farkı yok.

Bodrum Belediyesi Meclis Üyesi Candan Topdemir, Bodrum’un pahalı bir tatil merkezi olduğu yönündeki algılarla ilgili olarak şunları söyledi: Bodrum, sadece tatil değil; bir hafıza, bir hayal gücü, bir edep ve estetik meselesidir. Her sokağında bir şairin mısrası, her koyunda bir hatıranın izi vardır. Gündüz mavidir, gece ise hafiften Ege’dir… Kim demiş Bodrum sadece zengin işi? Bodrum, yürek işidir. Bodrum’u sadece özel jetler, ultra lüks tekneler, havalı mekânlar sananlar yanılır. Bu yarımada, Ege’nin mütevazı otlarıyla, dağdan gelen mantarıyla, sabahın seherinde denizden çıkan balığıyla da yaşar. Her lokmasında bir köylü kadının emeği, her restoranda bir ustanın yıllara dayanan çabası vardır. Bodrum’un turizm cenneti olması bir tesadüf değil; alın teriyle, aşkla kurulan bir hikâyenin sonucudur. Böyle bir romantik şehrin aşıkları Türkiye sınırlarını aşmıştır.

Bodrum, bugüne kadar birçok yabancı ünlü tarafından da ziyaret edildi. O yabancı ünlüler; Tom Hanks, Nicole Kidman, Sharon Stone, Kate Moss, Shakira’nın yanı sıra, dolar bazında milyarder iş adamları; Jeff Bezos, Bill Gates, Victor Hwang, John Michael Evans, Roman Abramoviç de Bodrum’da tatil yaptı.

Rus iş adamı Roman Abramoviç, Bodrum’a 2012’de geldi. Bodrum’a ultra lüks yatıyla gelen Abramoviç, bir süre çarşıda gezdi.

Ayrıca; Birleşik Krallık Kralı III. Charles ile ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo da Bodrum’a ziyaret gerçekleştirdi.

Cristiano Ronaldo; Bodrum’a, 2011’de o dönemdeki sevgilisi olan ünlü model Irina Shayk ile birlikte geldi.

Bodrum, her dönem sinemacıların da ilgisini çekti.

BODRUM’DA ÇEKİLEN FİLMLER

Alev Alev

Bağcık

Bodrum Hâkimi

Günah Keçisi

Her Şey Çok Güzel Olacak

Kader Bağlayınca

Mavi Sürgün

Mutluluk

Seni Kalbime Gömdüm

Sultanoğlu

Şeytanın Oğulları

Tarkan: Viking Kanı

Tatil

Yaşamak Bu Değil

Halit Refiğ’in yönettiği 1984 yapımı ‘Alev Alev’de başrolleri; Cüneyt Arkın, Tarık Akan, Gülşen Bubikoğlu ve Hulusi Kentmen paylaştı.

Çocuktan al parayı Çocuktan al parayı Haberi Görüntüle

Haber Kaynak : HABERTURK.COM

“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
batum escortstbilisi escortbatum escortbayan escortბათუმის ესკორტიtbilisi escortsescort batumHoliganbetRize escorttrabzon Escort